GEÇ OLSUN GÜÇ OLMASIN AMA KIZLI ERKEKLİ OLSUN

GEÇ OLSUN GÜÇ OLMASIN AMA KIZLI ERKEKLİ OLSUN
Yayınlama: 28.02.2016
A+
A-

Uzun bir aradan sonra öncelikle merhaba! Benim yazmadığım zamanlarda Türkiye’de birçok önemli gündemler yaşandı. Hangisine değinsem, nerden başlasam bilemedim ama şu kızlı erkekli konusunda yazmadan da edemedim… Olsun, geç olsun güç olmasın, ben de yazayım hevesimi alayım 🙂

İnsanoğlunda sosyalleşme eğilimi daha bebeklikten başlar ve cinsiyet olgusunu içinde barındırmaz. Bir erkek bebek ilk kez başka bir bebek gördüğünde aman bu kızmış ben buna dokunmayayım demez. Aksine sosyalleşmek için dokunur hatta ağzına götürüp yemeye çalışır 🙂 malum o yaşlardaki tek sosyalleşme ve tanışma bu şekilde olur. Keza çocuklarda da cinsiyet kavramı tam oturmamıştır. Kız erkek ayırt etmeksizin çocuk, oyununu kurar ve eğlenmeye bakar. En fazla olan şey şudur; karşısında kız çocuk olan erkek çocuk sitem eder ve “bu nasıl çocuk, ben arabalarla oynamak istiyorum o gidiyor bebekle oynuyor, çok sıkıcı” der…

Bu işler ergenlikte de değişmez. Evet bu sefer her iki cinste de farkındalık vardır, evet genelde hemcinsleriyle grup kurarlar ve gezerler ama en büyük amaç karşı cinsle kurulacak arkadaşlıktır. Bu arkadaşlığı sadece cinsel boyutta algılamamak gerekir. Tabi ki bu boyutu da vardır ve çok doğaldır ama sadece arkadaş olma, vakit geçirme, karşı cins üzerinden dünyayı tanıma isteği de vardır.

Gençlik döneminde ise sınırlar hem tamamen nettir hem de artık o sınırları aşmak daha kolaydır. Artık sadece hemcinslerden oluşan gruplar yetersiz gelmeye başlar. Hem entelektüel gelişim hem de insan gelişimi açısından bu çok normaldir. Karma gruplar oluşur ve buradaki arkadaşlık, dostluk, siyaset, aşk, kızgınlık, kıskançlık gibi her türlü üretim çok doğaldır ve insalcıldır. Olması gereken gibidir.

Kendi adıma konuşmak gerekirse doğduğumdan beri kızlı erkekli gruplarda geziyor, günümü gün ediyorum 🙂 çocukken en iyi arkadaşlarım arasında muhakkak hep bir erkek vardı. Çocukluk aşklarımdan bahsetmiyorum onlar ayrı 🙂 Ama taş atmaca oynadığımda takımımı güçlendiren, bisikletimin zinciri attığında takan, mızıkçılık yaptığımda beni itip yere düşüren! çok sevdiğim arkadaşlarım hep vardı. Tabi ki kız arkadaşlarımın yeri ayrıydı, onlarla daha çok vakit geçirir, aynı dili konuşurduk. Ortak noktalarımız çok olduğu için daha samimi ve yakın bir ilişki kurardık. Ama erkek oyun arkadaşımın olmadığı hiçbir dönemimi hatırlamıyorum.

Bu gençlik yıllarımda da hiç değişmedi hatta giderek çoğaldı. Lisedeki kızlı erkekli grubumuz hala dillere destandır. Tabi ki yaptığımız ufak, masum haylazlıklar da bu dillere destan olmaya katkı sağlamıştır ama asıl eğlenmeyi bilen, her dertte birbirinin yanına koşan, yeri gelince birlik olup hareket eden bir grup oluşumuz bence en iyi yanımızdı. İlk gençlik yıllarımı geçirdiğim Saray’daki bu kızlı erkekli grubumuz şimdi kocaman oldu. Birçoğumuzun yanına eşleri ve çocukları eklendi ve hala ilk zamanlarda ne yapıyorsak aynı şeyleri yapmaya, aynı samimiyetle görüşmeye devam ediyoruz. Şahsım adıma böyle bir karma grubun içinde büyüdüğüm ve kişiliğimi şekillendirdiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu temelden sonra zaten üniversite yıllarımı ya da şimdiki arkadaşlıklarımı anlatmama gerek yok sanırım.

Sözün özü şudur; her şeyi cinsel boyutuyla algılayıp köreltirseniz, sonunda aklı fikri sapkınlıkta olan, sürekli karşı cinse karşı baskılandığı için ya çok utangaç ya da ipini ilk kopardığı anda saldırgan olan, kendine güvenmeyen, eğlenmeyi bilmeyen, karşı cinsi hiç tanımadığı için sağlıklı evlilikler kuramayan dolayısıyla sağlıklı çocuk yetiştiremeyen bir toplum yaratırsınız ki bu da zaten işin bittiği noktadır.

Hoşça kalın, kızlı erkekli kalın.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Saray Haber