18 yaşında tek başına gidip CHP’ye üye oldu. 10 yıldır Gençlik Kollarında önemli görevler üstlendi. 7 aydır, yerel seçim sürecini de kapsayan bir dönemde, CHP Saray İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı görevini layıkıyla yerine getirdi. İlk adaylığında ‘siyasetin getirdiği vefasızlıkla’ tanıştığını söyleyen CHP Saray Gençlik Kolları Başkan Adayı Ece Ecevit, “Partili büyüklerimizin bu seçime müdahil olmalarını doğru bulmuyorum. Çünkü gençlerin özgür iradesine kimse karışmamalı. Keşke gençler kendi yağında kavrulabilseler. Dışarıdan müdahaleler olmasa belki daha güzelini daha iyisini yaparız” dedi
CHP Saray Gençlik Kolları Başkan Adayı Ece Ecevit ile 17 Ağustos Cumartesi günü gerçekleştirilecek olan Gençlik Kolları İlçe Kongresi öncesi bir röportaj gerçekleştirdik. Ece Ecevit’e yönelttiğimiz sorular ve aldığımız yanıtlar şu şekilde:
Saray seni yakinen tanıyor ama yine de Ece Ecevit kimdir diye bir soralım?
Ece Ecevit, Saray Kurtdereli. Kurtdere mahalle azası, 10 yıldır CHP üyesi, 7 aydır da CHP Saray Gençlik Kolları Başkanı. Nerede olursa olsun kadınların bir adım öne çıkması için mücadele ediyor. 18 yaşında CHP’ye üye oldum. Bugün 29 yaşındayım. On yıl benim hayatımın üçte biri. Hayatımın en güzel yıllarını bu partide mücadele ederek geçirdim. Bundan da gurur duyuyorum. Partiye kimseyi tanımadan girdim. Benim arkamda hiçbir zaman bir dayım, güç aldığım bir akrabam olmadı. Sonradan öğrendim akrabalık ilişkilerinin siyasete ne kadar etkili olduğunu. Yani bu on yılda birilerinin sevgisini kazandıysam ben kendim olduğum için bu sevgiyi kazandım. İlk başlarda insanlar birbiriyle neden bu kadar tokalaşıyor anlam veremiyordum. 18 yaşıma kadar ben çay içmiyordum ağzıma çay sürmüyordum ama şu an çayın müptelasıyım. Bu da siyasetin getirdiği bir alışkanlık diyelim.
CHP’nin Saray’daki ilk kadın gençlik kolları başkanı oldun. Bu nasıl bir duygu? Bu süreçte kadın olmanın avantajını yoksa dezavantajını yaşıyorsun?
CHP’nin Saray’daki ilk kadın gençlik kolları başkanı olmaktan tabi ki gurur duyuyorum. Öte yandan ise bir utanç tablosu olduğu düşünüyorum. Çünkü bugüne kadar bu partide emeği geçen çok fazla kadın, genç kız oldu. Keşke onlara da nasip olsaydı. Benden sonra da bir genç kız, bir genç kadın bu işi yapmak isterse onun önünü açmak için her şeyi yaparım. Ayrımcılıksa, evet her zaman kadınlara pozitif ayrımcılık. Yine üzülerek söylüyorum, ataerkil bir toplumda yaşıyoruz. Siyasette de kadınlar azınlıkta. Biz CHP’li kadınlar olarak bu tabloyu değiştirmek için mücadele ediyoruz.
Ben ‘Kadın kadının kurdudur’ sözüne karşı ‘Kadın kadının dostudur’ anlayışını savunuyorum. Kadın kadına destek verince biz daha fazla ilerleyebiliyoruz, her alanda önümüz açılmış oluyor. Gençlik kollarında 50’yi aşkın kadın üye var. Onların desteğiyle, onlardan alacağım güçle bu seçime bir adım önde başlayacağımı düşünüyorum. Fakat her halükarda bu mücadeleyi kadın-erkek birlikte omuz omuza kazanacağımızdan şüphe duymuyorum.
Saray’da kamuoyu “CHP’nin çalışkan ve başarılı bir kadın gençlik kolları başkanı varken, karşısına aday neden aday çıktı ve aday mı çıkarıldı?” sorusuna cevap arıyor. Senin bu soruya cevabın nedir?
Tolgahan Akgün benim sevdiğim bir kardeşim ben her zaman onun ablasıyım. Bugüne kadar böyleydi bugünden sonra da böyle olacak. Karşıma aday mı çıkarıldı, bu ihtimali düşünmek bile istemiyorum. Çünkü bizim partimize bunu yakıştıramam. Dışarıdan müdahale derseniz illaki oluyor, hatta bu müdahaleler dengeleri değiştirebiliyor. Şunu da açıkça ifade etmek istiyorum. Adaylık sürecinden 2-3 hafta önce Tolgahan kardeşimle görüştüm ve bana aday olmak gibi bir niyetinin olmadığını, başka telaşlarının olduğunu söyledi. Ben yine de düşünüyorsan, “Bu dönem ben adayım, bir sonraki döneme seni hazırlayalım, 2029 yerel seçimlerinde sen gençlik kolları başkanı olarak devam et, bu süreci sen taşırsın, biz de senin arkanda dururuz” diyerek teklifte bulundum. Kendisi de “Abla ben sana asla rakip çıkmam, benim niyetim yok, bunu iki yıl sonra konuşalım” diye cevap verdi. Bugün bu olup bitene baktığımda bazı şeyleri göremediğimi, partimizin kültürüne yakışmayacak şekilde hamleler yapıldığını görüyorum. Lafın kısası siyasette bazen vefasızlıklar olabiliyormuş benim bunu yaşayarak öğrenmem gerekiyormuş.
10 yıldır partililerimiz ile aynı yolları adımladık, emek verdik, mesai harcadık, bunun sonucunda birbirimize karşı olan saygı ve sevgimiz gelişti. Bu dönem aynı saygı ve sevgiyi bende bekliyorum. Son günlerde bu saygı ve sevgiyi görmeyince kırıldım. Demek ki benim de siyasette vefasızlığı öğrenmem gerekiyormuş. Kolay bir süreç değilmiş bunu öğrendim. Çünkü ilk kez kendim bir yere aday oldum, kendi listemi ortaya koyarak mücadele ediyorum. Dengeleri korumaya çalışmak, dengeleri bozan taşlara karşı hamle yapmak oldukça zor ama üstesinden gelmeye çalışıyorum. Bazen kendimi fırtınaya karşı tek başıma direniyormuş gibi hissediyorum. Allah razı olsun yol arkadaşlarımdan. Onlar moralimi, motivasyonumu yerinde tutuyorlar.
Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan ile CHP Saray İlçe Başkanı Erol Gürler’in bu seçimde taraf olma durumları var mı?
Abdül başkanımla görüştüğümde “Ben kimseyi desteklemiyorum, sen benim yeğenimsin, Tolgahan da benim sevdiğim bir kardeşim, bu ikinizin arasında bir seçim” diyerek tavrını ortaya koydu. Kendisine bu tavrı için teşekkür ediyorum. İlçe başkanımız ise her iki tarafa da kucaklayıcı yaklaşıyor. Parti içerisinde birlik ve beraberliği gözetici bir tavır takınmış durumda. Kendisine de teşekkürlerimi iletiyorum. Beni burada üzen durum ise Abdül Başkanım ve Erol Başkanım taraf olmamışken, belediyede yönetimindeki bazı isimler ile parti içinde bazı kademelerde görev alan isimlerin taraf olması, tarafını açıktan ilan etmesi.
Peki, partili gençlerin üzerinde bir baskı olduğunu söyleyebilir miyiz?
Ben kendi üzerimde bir baskı hissetmedim ama üyelerimizden baskı hissettiğini söyleyenler oldu. Umarım yanlış anlaşılma olmuştur. Çünkü ben böyle bir durumu bizim partimize yakıştıramam. Ben bu süreçte sadece gençlerle iletişime geçiyorum. Ama bazı büyüklerimiz var ki onlara çok kırılıyorum. Benim desteklediğim aday seçimi kazanacak diye gençlerin anne babalarını aramak, akrabalık ilişkilerini devreye sokmak bizim partimize yakışan bir durum değildir.
Keşke oy kullanacak gençler dışında kimse karışmasa bu seçime. Keşke partili büyüklerimiz bir adayı işaret etmese, keşke bizlere ‘siz bilirsiniz gençler bu sizin seçiminiz’ diyebilseler. Ama bunun çok ütopik olduğunu görüyorum. Ancak şunun teminatını verebilirim ki bir gün bir göreve gelirsem bugün yaşadığım hiçbir zorluğu o günkü şartlarda hiçbir gence yaşatmayacağım. Bundan adım kadar eminim.
Tek isteğim son bir haftanın kavgasız, gürültüsüz, kırgınlıklar olmadan geride bırakılması. Bu seçim 18 – 31 yaş arası CHP üyelerinin seçimi. Gençleri birbirine düşürmenin bir manası yok. Daha önce bunu yapan kişiler ne başarılı ne de mutlu olabildiler. Günün birinde yaptıkları o tarafgirlik hep karşılarına çıktı.
CHP’li gençlerin seçime ilgisi nasıl? Kamuoyunda rekor katılım olacağı söyleniyor. Senin beklentin ne yönde?
Ön seçim partiye büyük bir hareket kattı. Bundan sonra da ön seçim olacağı için üye sayısında da önemli bir artış olacak. Kitlesel olarak hareket eden gençler var. 20 kişi birlikte hareket edip biz buradayız diyebiliyorlar. Buna karşın genç üyelerimiz arasında apolitik bir toplam da var. Bu da bizim eksikliğimiz diye düşünüyorum. Bu arkadaşlarımızı daha politik bir noktaya taşımak önümüzdeki en önemli görevlerimiz arasındadır.
Çok fazla seçim dönemi yaşadın. Bugüne kadar Cumhurbaşkanı, milletvekili ve belediye başkan adaylarınıza oy istedin. İlk defa kendine oy istiyorsun, hangisi daha zor?
İlk kez kendime oy istemenin bir heyecanı var tabi. Bence kendime oy istemek zor değil, çünkü başarılı olduğum, hak ettiğim bir şeye oy istediğimi düşünüyorum. 10 yılda üstlendiğim bütün görevlerin hakkını vermiş olmak benim elimi güçlendiriyor. Yedi ayda hem de seçim dönemini kapsayan bir süreçte bir kadının gençlik kolları başkanlığını layıkıyla yapabileceğini kanıtlaması en büyük avantajım. Bir dönemde seçilerek gençlik kolları başkanlığını yerine getirmek için kendime oy istiyorum. Seçilirsem zaten bir dönem yapabiliyorum. On yıldır gençlik kollarında olduğum için benden sonra gelecek gençlere de tecrübelerimi aktarmak istiyorum.
Ayrıca, ben araya büyükleri katmadan direk üyelerin ayağına gidip oylarını istiyorum. Üyelerimizin anne babalarına ve akrabalarına saygım sonsuz. Ama bu seçime müdahil olmalarını çok da doğru bulmuyorum. Çünkü gençlerin özgür iradesine kimse karışmamalı. Keşke gençler kendi yağında kavrulabilseler. Dışarıdan müdahaleler olmasa belki daha güzelini daha iyisini yaparız. Buna da canı gönülden inanıyorum.
Son olarak gençlere neler söylemek istersin?
Ne olursa olsun gençler sandığa gelmeli, çünkü bu onların en temel ve doğal hakkı. Gençlik çok kıymetli bir dönem. Partimizin gençleri de bu kıymetli döneme sahip çıkmalıdır. Ben on yıldır bu partiye hizmet ediyorum, Allah ömür verdikçe de edeceğim. Elimizden geldiğince ortak akılla birlik ve beraberlik içerisinde partimize hizmet ettik daha iyisini yapmak için gençliğimiz, enerjimiz ve imkanımız her zaman var. Partimiz için bir fikri olan, üretmek isteyen gelsin hep birlikte mücadele edelim. Genelde koşar adım iktidara yürüyen, yerelde de sosyal demokrat belediyeciliğin bayrağını hiçbir zaman yere düşürmeyen CHP’nin kapısı bütün gençlere sonuna kadar açıktır. Saray’daki CHP üyesi bütün genç kardeşlerimi özgür iradelerine sahip çıkmak adına 17 Ağustos Cumartesi günü 10-18 saatleri arası Atatürk Kültür Merkezine oy kullanmaya davet ediyorum.