Ben değişimden, yenilenmeden yanayım.
Bilindiği gibi CHP Saray Belediye Başkan Adayı Abdül Taşyasan oldu, kendisini kutluyor, başarılı olmasını diliyorum.
Özgen Erkiş eğitimli, birikimli, enerjik bir kişi. Özel bir dostluğum olmadı ama kısa sohbetlerimizde Türkçeyi çok iyi kullandığını fark ettim, zeki olduğu için bulunduğu ortamın anlayacağı dili çok iyi kullanıyor. Danimarka’dan Saray’a gelen konuklarımla iyi seviyede İngilizce konuştuğuna tanık oldum. Amacım Özgen’in hayat hikayesini yazmak değil.
Yazmak için çok nedenim var. Gereksinimlerimiz, ilgilerimiz, beklentilerimiz, kurduğumuz hayaller deneyimlerimiz, dünya görüşümüz, kültürümüz, aldığımız eğitim, hiçbirine ne merkezi ne de yerel yönetim tamı tamına gerekli politikayı oluşturamıyor. Politikacılar bizi aldıkları kararlara uymamızı bekliyorlar, kimileri pes etmemizi istiyor.
Ben şikayet etmem, bahane üretmem. Yaşamın akışını değiştirecek fikirlere de sahip olsak güvenecek dal bulamıyoruz ne yazık ki. Çıkış yolları olsa da hepimiz için geçerli değil. Her sabah iyimser düşüncelerle uyanan kim bilir kaç kişi günlerini bu düşünceleri unutmak için çabalıyor. Genel sistem bize ne yapmaya kalksak ‘Boş ver, nasıl olsan kimse seni dinlemiyor’ uyuşturucusunu bize şırınga ediyor.
Saray’da, Türkiye’de yaşadığımız şeyin adı bıkkınlık. Ne istediğimizi kendimizde bilmiyoruz. Farklı ve çağdaş düşünen herkes acımasızca eziliyor ülkemizde. Örgütlü direncimiz olmadığı için haksızlıklara sessizce kabul eden insanlar olduk. Kendimize asıl kötülüğü kendimiz yapıyoruz. Oysa kararlı ve bilinçli yürüyenler mutlaka istediğine ulaşır.
Dünya değişiyor, genç kuşaklar sonunda istediklerine kavuşacaklar. Z kuşağı ideolojilerden, dayatmalardan kendini kurtaracaktır.
Herkesi memnun etmek için kurdukları çarkın içine düştün mi yandın. Hayal kurarsan, yaratıcı düşünürsen, sorgularsan damgalandın demektir. Hele seni saf dışı bırakan siyasal sisteme haykırdın mı, umutlarını çalmaya başlarlar. Eleştirilerini dinleyen yok, gençsin ama gençliğini hissetmiyorsun. Sonunda yılgın gençliğin neferi oluyorsun. Taraf seçmeye zorlanıyoruz, tarafını seçtiğimiz kaybederse, yok olup savruluyoruz. Düzenin istediği de bu.
Bu yazıyı kaleme alırken amacım ne suçlu ne de kahraman bulmak. Hiçbir otorite insandan daha üstün değil. Söylemek istediğim yeter ki insan kendi gücünün farkına varsın.
Özgen Erkiş beş yıl boyunca elinden geleni yaptı. Birikimli ve sempatik yapısıyla ilgi topladı. Saraylıların bildiği gibi görünür kimi işleri de başardı. Ama yetmedi. Bana göre eğitimli, kültürlü insanları yanına çekemedi, bir ölçüde de halktan kopuk siyaset yaptı. Karşısına çok sayıda aday adayının çıkmasının önemli nedenlerinden biri de bu bence. Değişimden, yenilikten yana olup özgürleşmeye çalışacağız.
Özgen Erkiş şimdi sevdiklerine daha da çok zaman ayıracak, birikimiyle hayata sımsıkı tutunacaktır, bundan hiç kuşkum yok. Kendisini saygıyla anacağım.
Özgen Erkiş kaybetmedi, Saray kazandı. Karanlıklara savrulmadık.