Dünya’da ve Türkiye’de temsili bir demokrasi olduğunu söyleyebiliriz. Demokrasinin tehdit altında olması herkesi rahatsız etmektedir. Demokrasi dendiğinde; hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve insan hakları, ifade özgürlüğü, adil ve özgür seçimler, eşit vatandaşlık, cinsiyet, etnik köken, din, dil, sınıf ayırt etmeden tüm vatandaşları kapsayan bir idea akla gelmektedir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel çok yakında büyük bir emekli mitingi yapacaklarını geçtiğimiz günlerde televizyon ekranlarından söyledi. Bence buda bir demokrasi örneğidir. Çünkü demokrasi sadece belirlenen alanlarda değildir. Demokrasi her alanda olmalıdır.
Demokrasi bizim asla ve asla vazgeçilmezimiz olduğu için ne yaparsak yapalım demokrasi bayrağının altında yapmalıyız. “Demokrasilerde çareler tükenmez” sözü 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından mı söylemiştir orası bilinmez ama söyleyen güzel söylemiş. Çünkü demokratik haklara sahip olmak insanların birinci istekleri arasında yer almaktadır. Demokrasiyi bu kadar ön plana çıkaran veya meşhur eden etken seçimlerde adayların önüne koyulan sandığa demokrasi denir. Bu sandıktan çıkan kişiler demokrasiyle çıkmış sayılıyorlar. Peki her sandıktan demokrasiyle çıkan aday doğru aday mı dır?
“Demokrasilerde çareler tükenmez” sözü günlük hayatımızda bir işi gerçekleştiremediğimizde de çok kullanıyoruz. Bu sözün bu kadar toplumda oturmuş olmasının nedeni demokrasi kelimesinin iyiden iye kabul edilmiş olup artık sıradanlaştığını da söyleyebiliriz. Aslında gerçek anlamda baktığımızda demokrasinin toplum içerisinde oturmadığını da söyleyebiliriz. Çarelerin tükenmediği yönetim biçimi demokrasidir. Eğer demokrasi varsa zaten çare var demektir.
Demokratik platformda yollar açık olduğu sürece demokraside çaresizlik tükenmez. Demokrasiye ihtiyaç duyduğumuzda veya demokrasinin tükendiğini gördüğümüzde hemen “demokraside çareler tükenmez” sözünü hatırlamak maalesef demokrasi olmuyor. Sadece serzeniş ve dilenmek olur. Çünkü 1980’den bu yana Türkiye’nin inişli çıkışlı bir yolda yürüdüğünü demokrasi krizlerinin eksik olmadığını gördük. Fakat geçen bu yıllarda iktidar ile muhalefet arasında ki mücadele yüzünden demokrasinin istenildiği bir şekilde yürütülemediğini söyleyebiliriz.
Demokrasi bir sınav sorusu olmadığı gibi öyle basit olarak ta cevaplanamaz. Demokrasi sözü herkese sorulacak bir sorudur. Siyasetçilere, gazetecilere, hukuk insanlarına, başkanlara, iş adamlarına ve her gün beraber olduğumuz kimselere sorulabilir. Demokrasinin bir yalan söyleme sanatı olduğunu söylersek doğru söylemiş olur muyuz? Ama dünyanın hiçbir yerinde tam demokrasinin uygulanmadığını dersek doğru söylemiş oluruz. Hatta demokrasi bir kandırmaca mıdır sorusunu da kendimize sorabiliriz? 1 Mayıs yaklaşırken siyasi partilerin üyelerinin bildiri dağıtması suç sayılıyorsa bu soruyu sormak bizim en doğal hakkımızdır.