Nazmi Metin yazdı: Sandıktan ne çıkar?

Nazmi Metin yazdı: Sandıktan ne çıkar?
Yayınlama: 30.03.2024
A+
A-

Bu bir gerçeklik ve göz ardı edilemez. Hükümetin gücünü elinde bulunduran iktidar, muhalefete karşı yarışa her zaman bir adım önde başlar. 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçime de bu güçle girdiğini hiç kimse inkâr edemez. “Görünen köy kılavuz istemez” Bu durumda karşı partiler seçim kanuna bağlı olarak farklı ittifaklar kurmaya çalışarak seçim kazanmaya çalışmaktadırlar. Partilerin seçim bölgelerinde aday göstermesi ya da göstermemesi, ortak adayı desteklemeleri ittifak içinde ki pazarlıklardan vatandaş birazcık olsun rahatsızlık duymaktadır. Çünkü asla oy vermeyeceği partiye oy verme mecburiyetinde bırakıldıkları, seçme ve seçilme haklarının bu şekilde gasp edildiğini düşünmektedirler. Partililerinin bir ömür amaçlarına ulaşmak için mücadele vermelerine rağmen destekledikleri partileri seçimden hiçbir sonuç alamadan çıkmalarına üzülmektedirler.

Saray’ın vatandaşlarının geleceği için son derece önemli olan belediye başkanlığı seçimi Saraylı vatandaşların beklentilerine cevap verecek şekilde gerçekleştirilmelidir. Bu benim isteğim. Esas Saraylı vatandaşların istemeleri daha doğru olur. “Çamurdan olsun yeter ki bizden olsun” düşüncesi ile sandığa gidilirse olacak olan şudur: Günün birinde gazeteciler dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’e sormuşlar; “Sandıktan ne çıkar?” diye. Demirel yanıtı ise “Ne girerse o çıkar” olmuştur. Bu yanıt benim için çok önemlidir. Bakalım sandığa girenler sandıktan çıkabilecek mi? Mesele yalnız seçim kazanmaksa zaten seçim aylar öncesinden kazanıldı. Burada önemli olan vatandaşın iradesinin doğru şekilde sandıktan çıkmasıdır.

Seçimin son virajına girdik. Artık seçilenler seçilecek, seçilemeyenler biraz üzülecek, bir kaç gün sonra bu üzüntü geçecek ve herkes normal yaşantısına dönecek. Şimdi herkes seçim havasında “Vur patlasın çal oynasın” meşaleler yanarken ortalık savaş alanına dönüyor. Görseller sosyal medyada paylaşılarak üstünlüğün kendilerinde olduğu algısı yaratılırken, hiç hesap edilmeyen rakipler sürprizler yapabilir. İYİ Parti Belediye Başkan Adayı Hüseyin Güntay; “Aklım Fikrim Saray, Sarayımızın bütün eksiklerini biz biliyoruz biz çözeriz. Gerçek Saray aşığı” diyor. Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Başkan Adayı Abdül Taşyasan; “İşimiz gücümüz Saray. Sosyal Belediyeciliğin hakkını tam olarak vereceğiz” diyor. Saray’ın Bağımsız Belediye Başkan Adayı Alper AKı; “Bizim partimiz halktır, şimdi söz halkın” diyor.  Saadet Partisi Belediye Başkan Adayı Şaban Mısırlı; “Pazar yeri ile ilgili, işçi servisleri ile ilgili hiç bir çalışma yapılmamıştır. Saray’da çok büyük bir trafik sorunu vardır. Daha iyi bir yaşam senin hakkın Saray” diyor. Cumhur İttifakı Belediye Başkan Adayı Mümin Buluş; “Sarayımız için gerçek belediyecilik. Saray mahalleleri ile büyüyecek” diyor.

Şimdi seçim zamanı, Seçimlerin olmazsa olmazı olan sloganlar, söylemler havada uçuşurken Türkiye’nin ekonomisi tabi ki düşünülmez. Türkiye’de yoksulluğun her evde olduğunu kaç kişi biliyor. 18.5 milyon insan 4.190 TL gelirle yaşamaya çalışıyor. Bu insanlar bana ne sizin seçiminizden diyor. Ama başkan adayları asla gerçekleştiremeyeceği vaatlerde bulunmaktan sıkılmıyorlar. Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 53 bin TL, 2024 yılının geçerli olan asgari ücreti 17 bin 2 TL. Sizin de bildiğiniz gibi 2 TL kamuoyunda bayağı alay konusu olmuştu. Hal böyleyken seçime katılım oranının istenilen düzeyde olacağını hiç kimse söyleyemez. İnsanlar böyle yoksulluk görmedik derken her geçen gün yoksulluğu iliklerinde hissederken hangi insanın gözü sandık görür. İşte bu yüzden 2024 yılı yerel seçimine insanlar çok fazla önem göstermiyor. Seçimlerde vaat edilenlerin yerine getirilmediği görüldüğü için hiçbir siyasiye güven kalmamıştır. Uzaktan ve yakından bakıldığı zaman değişen bir tablo yoktur. İnsanlar seçimlerden bıkkınlık yaşamaktadırlar.

 

Saray Haber