Kırk yıldır Saray’ın caddelerinde, sokaklarında geziyorum, sizler de geziyorsunuz. Daha geçenlerde Bülent Ecevit Parkı büyük bir değişime uğradı. Bence güzel oldu. Parkın karşısında ki ekmek fırını yarım yüzyıldan fazla Saray’a hizmet verdi, oda misyonunu tamamladı. Gözle görülür, elle tutulur çok önemli değişimler olmasa da ufak tefek değişimler oluyor. Enver Malkoç parkını da unutmadım. Keşke Uğur Mumcu parkı da değişime uğrasaydı. Atatürk Kültür Merkezi Saray’a yakıştı. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin Saray’a en güzel hizmetlerinden birisi, teşekkürler Başkan Kadir Albayrak. Bundan sonra Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı olacak kişi neler yapacak, bugüne kadar yapmış olduğu açıklamalarında çok da iyi projeler duyamadık.
Saray’da birçok şey değişmeye hazır bekliyorken, nedense yönetime gelenlerin hiç biri değişimden yana olmadı. Belki de hiç gerek yok böyle daha iyi, neden başımızı ağrıtalım ki diyor olabilirler. Mevcut sisteme dokunmadan ilaveler yapmadan yönetmek her zaman kolaydır. Sistemin olmadığı bir kurumda işleyiş düzeninden bahsedemeyiz. İdarecilikte sorunların başında gelen aslında sistemsizlik gelmektedir. Sistemli çalışmalar ve düzenlemeler yapılamadığı için sorunlar artmaktadır. Bu duruma bir örnek göstermek gerekirse “Tamamen karanlık bir odada siyah bir kedi arıyorsanız, bunun adı felsefedir. Ama tamamen bir karanlık odada siyah bir kedi arıyor ve bunun için bir el feneri kullanıyorsanız bunun adı bilimdir.” Teknoloji ise aydınlıktır. Saray bu günden sonra liyakatli kadrolar ve teknolojiyle yönetilmelidir.
Dünya tarihinde bu kadar çok seçim kaybedip, bu kadar çok kurultay kazanan tek genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu olduğu için yerel ve genel kadrolarda çok da başarı beklenemez. Çünkü genelde ve yerelde aday olan kişiler hizmet etmek adına değil daha çok koltuk kavgası yapmaktadırlar. Saray’da 13 belediye başkan aday adayı vardı, bütün adaylar başkan olabilmek adına Özgen Erkiş’in tekrar aday gösterilmemesi için mücadele verdiler. Bu mücadelelerinde başarı oldular. Bu mücadeleden bir kişi kazançlı çıktı. 31 Marttan sonra bu mücadelenin üstüne nasıl bir başarı ve çalışma eklenecek hep birlikte göreceğiz.
Saray yavaş yavaş seçime doğru ilerliyor. 20 Şubat 2018 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi arasında kurulan Cumhur İttifakının adayı Milliyetçi Hareket Partisinden Mümin Buluş “Ayırmadan Ayrışmadan Saray için canla başla” sloganıyla Saray’ı yönetmeye talip olduğunu söyledi. İyi Partinin adayı Hüseyin Güntay “En iyisi hizmette öncü olmak aklım fikrim Saray” sloganıyla sahaya indi. Cumhuriyet Halk Partisinin Adayı Abdül Taşyasan “İşimiz gücümüz Saray” diyerek seçim çalışmalarına başladı. Bu seçim rahat bir seçim olacak. Önemli olan Saray’ın kazanması çünkü Saray’ın gerçekten çok yönlü olarak bir değişime ihtiyacı var.
Saray’da ben belediye başkanı olayım mantığı artık rafa kaldırılmalı. Bu saatten sonra Saray’a hizmet edecek başkan ve kadroların gelmesi mecburidir. Bunun içinde Saray’da siyasi anlayışın önü açılmalı ve köklü bir değişim yapılmalıdır. Tek parti üzerinden siyaset yapıldığı ve herkes aynı görüşe sahip olduğu için karşı fikirler görmemezlikten gelinmektedir. Bu tamamen yanlıştır. Ülke genelinde ne kadar parti varsa Saray’da kurulmalıdır. Türk siyasetinin zirvesinde bulunan partilerin dışında ki partiler Saray’da bilinmediği için üstün körü siyaset yapılmaktadır. Bilindik kişilerle, bilindik partilerin yapmış oldukları siyaset Saray’ın gelişmesine kalkınmasına hiç bir zaman fayda sağlayamaz.