Sokakta, caddede ve dükkan önlerinde ayaküstü muhabbet etmenin tadına doyum olmaz. Çünkü bu ayaküstü muhabbetler baklava tatlısından daha tatlıdır. Bu durum artık bir gelenek halini aldığı için iki arkadaş kahvede saatlerce muhabbet etmelerine rağmen kahvede yapılan muhabbetin sokakta yapılan muhabbetin yerini asla tutmadığını dostlarımdan defalarca duydum. Bu duruma tepki gösterenlerinde olduğu doğrudur. Bu sokak muhabbetlerini yapanlara “ayaklı gazete, haber ajansı” gibi ilginç isimlerde takmaktadırlar. Sokakta sokak siyaseti, sokak futbolu, sokak magazini (dedikodu) sokak ekonomisi en çok konuşulan konulardır.
Her köşe başında bir, iki veya üç kişiyi kafa kafaya vermiş bir vaziyette görebilirsiniz. Bu kişiler gündem ekonomi olduğu için pahalılıktan, akaryakıt zamlarından, gıda ürünlerine yapılan zamlardan konuşarak hem vakitlerini öldürüyorlar hem de siyasete olan öfkelerini belirtirlerken diğer köşede hangi takım hangi futbolcuyu almış veya göndermiş futbol konuşuyorlarken magazinden (dedikodudan) fazla konuşan yok. Hülya Avşar’ın 3’üncü kez yönetmen koltuğuna oturması veya Aleyna Tilki’nin “fit kalma sırlarını” kimse önemsemezken, herkes düşmüş geçim derdine, kimin ne hali varsa görsün bize ne “ekmek aslanın ağzından midesine indi” diyenler daha fazla.
Genelde ve yerelde, tabanda ve tavanda Siyaset en fazla konuşulan konu olduğu için Saray Belediye Başkanlığı ile ilgili olarak da sokak muhabbetlerinin yapıldığına tanıklık ediyoruz. Bir kahvehanede, bir kafede otururken veya Bülent Ecevit Parkından, Uğur Mumcu parkından geçerken ara sıra sohbet ettiğimiz vatandaşlar benden olmasını istedikleri olmamasını istedikleri konuları yazmamı istiyorlar. Bu ne demek oluyor? Saray Belediye Başkanlığının Saray halkına istenilen düzeyde hizmet etmediği anlamına gelmektedir diyebiliriz. Bir ilçede belediye başkanlığı hakkında konuşmalar artmışsa belediye yetkililerin şapkalarını önüne koyup düşünme zamanları gelmiş demektir.
Vatandaş, Belediye Başkanlıklarının görevleri arasında “Toplumun bütün kesimlerinin yaşam kalitesini yükseltmek, kent yaşamını daha kolay ve daha güzel hale getirmek değil mi?” diye soruyor. Esnaf, “Belediyenin görevi esnafın ve tüketicilerin dostu olarak, her iki kesiminde hak ve çıkarlarını korumak geliştirmek değil mi?” diye soruyor. Safaalan Mahallesinde kiraz festivali yapılırken, Saray’da 2006 yılında başlayan Bahar ve Kültür Festivali neden yapılmıyor? Belediye Başkanlığı binasının önündeki Sanat Sokağı neden kaldırıldı? Çevre ilçelerde bisiklet yollarına her gün yenisi eklenirken Saray’da neden bisiklet yolu yok? Geçmiş dönemden bu döneme sarkan şehir içi trafiği ve park sorunu neden çözülemiyor?
Bütün bu sorular ortaya dökülürken, Saraylı vatandaşlar isteklerini karşılayabilecek bir belediye başkanı istediklerini konuşma içerisinde sık sık dile getiriyor. Saray halkı, çok amaçlı kullanmak için bir kapalı pazar yerinin neden yapılmadığını, insanların hafta sonları dinlenebileceği Laladere, Güneşkaya gibi mesire alanlarının düzenlemelerinin neden yapılmadığını, Saray Otogarının şehir dışına neden çıkarılmadığını, kapalı hayvan pazarı ve mezbahanın neden yapılmadığını, uyuşturucu ile ilgili broşür, afiş ve bildiri dahi dağıtılmadığını, ilçenin dört mahallesinde ara sokaklarda yol çalışmaları yapılırken yol yapım uyum çalışmalarına neden uyulmadığını sorgularken, 10 Mart 2019 tarihindeki aday tanıtım toplantısında dağıtılan broşürde “Adaylarımızın imzalarıyla kamuoyuna beyan ettiği bu metin, siz değerli halkımıza sunduğumuz bir vicdani senettir.” sözü de hatırlanmalı diyorlar. Yoksa iktisadi ve Sosyal projeler rafa mı kaldırıldı?
Bu yazdıklarım bir sorun değil, Saraylı vatandaşların ve mahallelerinin Saray Belediye Başkanlığından talepleridir. Saraylı vatandaşlarda çevre ilçelerdeki gibi modern bir ilçede yaşamak istiyor. Ben böyle anladım. Sizleri bilemem.