TürkAkım Açık Deniz Boru Hattı proje yetkilileri 21 Mart Çarşamba günü saat 16.30’da gazetemizi ziyaret ederek Türk Akım Açık Deniz Boru Hattı Projesi hakkında açıklamalarda bulundu. Proje hakkında detaylı bilgi veren TürkAkım İletişim Sorumlusu Aslı Esen, “Çevreyi korumak ve çevre üzerindeki etkileri en aza indirmek adına titizlikle bir çalışma yürütüyoruz. Ağaç kaybını telafi etmek için başka mekanizmalar gerçekleştirilecek. Bu tür projelerde ağaç kaybı için Orman Müdürlüğü ile zorunlu bir prosedür var. Ancak biz proje olarak yeniden ağaçlandırmanın Trakya’da yapılabilmesi hedefiyle ayrıca gönüllü bir çalışma da gerçekleştiriyoruz. Yani, Trakya’dan aldığımızı Trakya’ya verebilmek için çalışıyoruz” dedi.
“ANAPA İLE KIYIKÖY ARASI DENİZ KISMI BİZİM SORUMLULUĞUMUZDA”
TürkAkım Açık Deniz Boru Hattı projesini yürüten South Stream Transport yetkilileri 21 Mart Çarşamba günü saat 16.30’da gazetemizi ziyaret ederek TürkAkım Açık Deniz Boru Hattı projesi hakkında açıklamalarda bulundu. Proje hakkında detaylı bilgi veren TürkAkım İletişim Sorumlusu Aslı Esen, “Denizdeki iki boru hattının yanı sıra. Anapa’daki gönderim ve Kıyıköy’deki alım terminalinin yapımından şirket olarak biz sorumluyuz. Selvez Koyunda alım terminalinin yapımı için çalışma başlamış durumda. Rusya kıyısında Anapa’daki kara terminalinin yapımı tamamlanmak üzere. İki boru hattının biri de bitmek üzere, diğeri 4’te bir oranında yapıldı. Kıyıköy’de yapılan alım terminali şirketimizin alt yüklenicileri tarafından yapılıyor. Lüleburgaz’a kadar yapılacak olan hat ise BOTAŞ’ın hattı. Onun ÇED süreci devam ediyor. Lüleburgaz’dan sonra ikinci hattın Güneydoğu Avrupa’ya gaz vermesi söz konusu. O kısmı da GAZPROM ve BOTAŞ’ın ortak kurduğu başka bir şirket yapacak.” dedi.
“BİZİM TRAKYA’DAN ALDIĞIMIZI TRAKYA’YA VERMEMİZ GEREK”
Çevreyi korumak ve çevre üzerindeki etkileri en aza indirmek adına titizlikle bir çalışma yürüttüklerini belirten Esen, “Bu projenin geliştirme sürecinde daha inşaat başlamadan önce mühendislerimiz alanı daraltmaya çalıştı. ÇED’de öngörülenden daha küçük bir alana yerleştirmeyi başardılar. Güvenlik alanı da daraltıldı. Ormanla daha büyük bir etkileşim olursa daha büyük sonuçlara yol açabilir, dolayısıyla bir güvenlik alanına ihtiyaç var. Ağaç kaybını telafi etmek için başka mekanizmalar gerçekleştirilecek. Bu tür projelerde ağaç kaybı için Orman Müdürlüğü ile yürütülen zorunlu bir prosedür var. Ağaç kaybına karşılık yeniden ağaçlandırma için belli bir harç ödeniyor, söz konusu yeniden ağaçlandırma çalışması ise Türkiye’nin herhangi bir yerinde gerçekleştirilebiliyor. Ancak bizler Trakya’dan aldığımızı Trakya’ya verebilmek için gönüllü bir program başlattık. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi ile bir araştırma yürütüyoruz. Şu anda hocalar çalışıyor bu alanda ve her bir kesilen ağaç için kaç ağaç dikilmeli? Tam olarak nereye ve toprak yapısına göre hangi tür ağaç dikilmeli? sorularına yanıt aranıyor. Bu çalışmalar devam ediyor, sonuçları birkaç ay içerisinde belli olacak. Bizim amacımız yaptığımız şeyleri hakkı ile yapmak, etkileri asgariye indirerek, tümüyle ortadan kaldıramıyorsak telafi ederek yapmak. Ağaç ise ağacın daha fazlasını dikmek, toplumsal hayata, geçim kaynaklarına bir etkimiz oluyorsa onu fazlasıyla daha elverişli ve sürdürülebilir hale getirmek. Bu projenin en iyi şekilde yapılması için elimizden geleni yapıyoruz. “ifadelerini kullandı.
“BİZİM PROJE İLE İLGİLİ OLARAK SELVEZ PLAJI KAPATILMAYACAK”
Selvez plajına girişin yasaklanmayacağını ifade eden Aslı Esen, “Selvez Plajının etkilenmemesi için en kuzey uçtan geçiliyor. Böylece etkiler en aza indirilmeye çalışıldı. İlk planlarda boru hattı Selvez Plajının ortasından geçiyordu. Ancak inşaat sürecinde Selvez plajında etki olmaması için geçiş güzergahı Selvez’in en kuzey ucuna kaydırıldı. Dolayısıyla Selvez Plajı aynı şekilde kullanılabilecek. Plaj bizim projeyle ilgili olarak kesinlikle kapatılmayacak” dedi.
“ULUSLARARASI STANDARTLAR UYGULANIYOR”
Esen, “Büyük projelerin elbette belli etkileri oluyor. Bu etkiler hem asgariye indirilsin hem de telafi edilsin diye hem çevresel hem de ekonomik anlamda çaba harcanıyor. Uluslararası bir proje olmasının avantajları var. Birincisi uluslararası standartlar var ve onlara uyulması gerekiyor. İkincisi de uluslararası deneyimleri olan ekipler çalışıyor. Başka bir yerde de yaptıklarında bu işi hakkı ile uluslararası standartlara göre yapmışlar. Arkeologlar kültür mirasına dair bir bulgu olursa sahada çalışan işçilerin ne yapması gerektiği konusunda koordine etmek, eğitmek ve bulunduğu zaman müdahale etmek üzere sahada çalışıyor” dedi.
“KIYIKÖY’ÜN SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMASI İÇİN PROJELERİ HAYATA GEÇİRİYORUZ”
Kıyıköy’de yerel yatırım projelerini hayata geçirdiklerini belirten Aslı Esen, “Futbol ve çok amaçlı spor sahası yapıldı. Okulda acil olan ihtiyaçlar karşılandı. Sosyal sorumluluk projelerini yöneten ayrı bir ekibimiz var. Onlar 2 yıldır yerelde herkes diyalog içerisinde. Büyük çaplı bir ihtiyaç analizi yapıldı. İhtiyaç analizi programı çerçevesinde duydukları gördükleri ihtiyaçları raporluyorlar. 2017 yılı sonunda ufak çaplı projeleri hayata geçirdik. 2018- 2019 iki yıl boyunca daha büyük çaplı projeleri hayata geçireceğiz. Bu projeler Kıyıköy’ün sürdürülebilir kalkındırılması, balıkçılık, ormancılık, turizm ve hayvancılık olmak üzere başlıca dört geçim kaynağının geliştirilmesi ve ayrıca eğitim alanlarında olacak. Bu dört temel geçim kaynağının yanı sıra arıcılık gibi yeni geçim kaynaklarının geliştirilmesi konusuna eğiliyoruz. 23 Nisan’da çocuklarla birlikte olacağız, Kabotaj Bayramında etkinlikler düzenleyeceğiz. Kıyıköy’ün öğrencilerine yönelik bir fotoğraf eğitimi projesi üzerinde çalışıyoruz. Bu eğitimi alan öğrencilerin çekeceği Kıyıköy fotoğrafları daha sonra Kıyıköy’ün turizminin gelişimi için hazırlanacak malzemelerde Kıyıköy’ün çocuklarının fotoğraflarını kullanmak istiyoruz. Yerel yatırım programı şirketimizin gerçekten bütçe, zaman ve ekip ortaya koyarak ciddiye aldığı bir konu. İstiyoruz ki bu kalıcı bir şey olsun. Kıyıköy halkının burada yapılan yatırımlardan uzun dönemde de faydalanması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.