Saray’da kadınlar çok daha özgür ve güvende

Saray’da kadınlar çok daha özgür ve güvende
Yayınlama: 08.03.2018
A+
A-


8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınların iş yaşamında karşılaştığı zorlukları ve Saray’da kadına bakış açısını, kadına şiddet konusunu Saraylı kadınlara sorduk. Büyükşehirlerde yaşayan kadınlara göre Saraylı kadınların daha rahat bir yaşam sürdüklerini belirten kadınlar, Saray’da kadınların çok daha özgür ve güvende olduklarını ifade ettiler.

“KADINA ATILAN HER TOKAT GELEĞE VURULAN BİR DARBE”
Toplumda kadınların yaşam tarzlarına göre tanımlandığını belirten Hande Soydan,
“Toplumda yaşam tarzı olarak iki tip kadın var. Evli kadın,boşanmış kadın. Bu iş hayatına da yansıyor. Kadın yalnızsa birey olarak görülmüyor. Eğitim düzeyi düşük kadınlar tacize daha davetkar olarak görülüyor. Kadın hem ekonomik hem de duygusal problemlerle yalnız başa çıkıyor, hayat mücadelesi veriyor. Saray’da kadınlar hayatlarını istediği gibi yaşayabiliyor. Doğu’ya, Anadolu’ya bakarak Saray’da kadınlar daha özgür, daha birey, sosyal. Ama bu da tek başına yetmiyor. Kadına şiddet çok ağır bir şey. Şiddet fiziksel şiddet olarak algılanmamalı. Kadın duygusal, toplumsal ailevi olarak da şiddete maruz kalıyor. Çocuklar etkileniyor. Kadınlar gelecektir. Kadına atılan her tokat, kadınların ve çocukların geleceğine vurulan bir darbedir. Kadına şiddet konusunda eğitimler verilmeli, toplum bilinçlendirilmeli. Kadın doğum kontrol yönetimleri hakkında bilgilendirilmeli, doğum yapacak kadına sertifika verilmeli” ifadelerini kullandı.
SARAY’DA KADINLAR ÇOK DAHA ÖZGÜR VE GÜVENDE
Hayatın diğer alanlarında olduğu gibi iş hayatında da kadınlara gerekli imkanların verilmediğini ifade eden Ezgi Çalışkan,”İş hayatında bir erkeğin belirli pozisyonlara gelmesi daha kolayken kadının eş, çocuk vb. etkenleri düşünülüp yükselmesine yöneticileri tarafından daha sonradan performansı düşecek görüşüyle çok fazla imkan sağlanmıyor ve bu ön yargıları kırmak oldukça zor. Durum böyle olunca iş hayatında iki cinse de eşit haklar tanındığını söylemek mümkün değil. Yıllardan beri süre gelen ataerkil toplum yapımız mevcut. Durum böyle olunca erkekler iş hayatında kendilerini daha baskın kararlı ve becerikli bulurken aynı meslek içinde yer alan karşı cins mesai arkadaşları onlarla aynı performansı sergilese bile yetersiz bulup gereksiz yorumlar yapmaktan çekinmiyorlar. Bu durum iş hayatında biz kadınların konsantrasyonunu olumsuz etkiliyor. Birkaç şehirde yaşamış ve Saray’da büyümüş bir kadın olarak şunu söylemek isterim ki Saray’daki kadınlar diğer büyükşehirlerde yaşayan kadınlardan çok daha özgür ve güvende. Bunda halkın bakış açısı ve kadınlara olan saygısının da çok büyük bir önemi var. Kadına şiddet konusunda cezai yaptırımlar yetersiz. Ancak durum sadece daha sert kuralların konulması ile iyileştirme gösterecek bir pozisyonda değil. Bunun için insanların daha fazla ceza alırsınız tarzında korkutmalardan önce belirli bir eğitim seviyesine getirilip bilinçlendirilmesi gerekiyor” dedi.
“BİR KADININ HAYATI BİR ERKEĞİN ELİNDE OLMAMALI”
Saray’da kadınların diğer şehirlerde yaşayan kadınlara göre daha rahat olduğunu ifade eden Esra Arnus, “Saray’da kadınlar daha özgür ve daha güvenli bir şekilde çalışıp para kazanıyorlar. Kadınlar daha bilinçli. Kendi ayakları üzerinde durup haklarına sahip çıkıyor. Kadının evi yeridir, kadın çocuklarının anasıdır, kadın çalışmasın evdeki işleri yapsın yeter’ sözleri ile kadının özgürlükleri kısıtlanarak kadın eve hapsediliyor. Bu düşünce yapısı kadınların özgürlüklerini kısıtlamanın yanında ‘sen yapamazsın, çalışamazsın’ cümleleri sonucunda kadında özgüven eksikliği oluyor.
Kadına şiddet konusunda cezai yaptırımların yeterli olmadığını belirten Esra, “Kadınların hak ve özgürlüklerini erkeklerin fiziki gücü kısıtlamamalı. Bir kadının hayatının bir erkeğin elinde olmasına izin verilmemeli, en ağır şekilde cezalandırılmalı.” diye konuştu.
“KADIN İSTERSE HER İŞİ BAŞARABİLİR”
Kadınların iş hayatında erkeklerle eşit koşullara sahip olduğunu belirten Fatma Canbolat, “Kadın işi erkek işi diye bir ayrım yok. Genelde erkek işi olarak bilinen kasaplık mesleğinde bir ilke imza atarak kasap dükkanımı açtım. Saraylı kadınlara örnek oldum. Kadınlar isterse her türlü zorluğundan altından kalkabilir, her işi başarabilir. Özgürlük insanın içinde olmalı. Nerede yaşadığı önemli değil. Saray’da kadınlar daha rahat, daha özgürce yaşıyor.
HAYATIN YÜKÜ KADINLARIN OMZUNDA
Hayatın yükünün kadınların omuzlarında olduğunu söyleyen Fatma Canbolat, “Çalıştığın yerde kendini korumak, dik durmak önemli. Sana destek olan da çıkar arkandan kuyunu kazan da. Bunun yanı sıra ev işleri ve çocuklar da kadınların omuzlarında yük. Çalışan kadının işi artıyor, bu da kadınların erken yaşta yıpranmasına neden oluyor.” dedi.
EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMALI
Kadına şiddet ve taciz olaylarında cezai yaptırımları yetersiz bulduğunu söyleyen Fatma Canbolat, “Yaptırımlar yeterli olsa her gün kadına şiddet, taciz ve ölüm haberleri olmaz. Cezalar caydırıcı değil. Kadına şiddet uygulayanlar, tacizciler, çocuk istismarcıları en ağır şekilde cezalandırılmalıdır” dedi.

 

 

 

 

Saray Haber